Suçluluk hissi, saatin vuruşları kadar sürekliydi.
Yalnız yaşayan Marguerite Beale, bir zamanlar işlettiği Les Parapluies adlı restoranında müşterilerine özenli ve lezzetli sofralar kurmuş bir kadındır. Fakat yıllar önce ölen yakın arkadaşı Candace’in ölümünden kendini sorumlu tuttuğu için geçmişinde takılıp kalmıştır. Sakin ve münzevi hayatı, bir gün Candace’in kızı Renata’nın ortaya çıkmasıyla aniden değişir.
Babasının tüm itirazlarına rağmen Renata, annesinin ölümünü aydınlatmak için Marguerite’le görüşmek ister. Onları bekleyen ve geçmişin sırlarından doğacak gerçeklerle yüzleşme vaktidir. Bu buluşma iki kadın için de bir dönüm noktası olur ve hiçbir şey düşündükleri gibi sonlanmaz.
“Bilinç akışı benzeri bir teknikle yazılmış olan oldukça başarılı işlenmiş bir kadın hikâyesi.”
-Coastal Living-
“Bekleyişe, tamamlanmamaya, hayat akışı içinde sürüklenmeye dair bu romanı okurken kendinizi sorgulamada edemeyeceksiniz.”
-Detroit Free Press-
“Birini severek veya sevmeyerek öldürmek mümkün müdür? sorusuna yanıt arayan sıra dışı bir hikâye.”
-Ladies Home Journal-
“Aşk ve arkadaşlık, nefret ve bağışlama, yemek ve şarap… Bunların tümü tek bir hikâyede birleşince ortaya okunmaya değer, lezzetli bir kitap çıkması kaçınılmaz.”
-Publishers Weekly-