“Hiçbir 19. Yüzyıl romancısı, hatta Tolstoy bile, Dickens kadar güçlü değildir; onun yaratı zenginliği neredeyse Chaucer ve Shakespeare'le boy ölçüşür.”
- Harold Bloom
“Charles Dickens ile ilgili olarak... söylenebilecek tek şey, deha sahibi bir insan olduğudur.”
- Jorge Luis Borges
Müşterek Dostumuz’da Dickens, dönemin kapitalizminin başkenti Londra’daki hayata dair muhteşem bir panaroma sunar. En alt tabakalardan en üst tabakalara kadar mekik dokuyarak varlığın ve yokluğun portresini çizer.
Thames Nehri’ne düşen cesetleri toplama işi yapan ailenin rutin turlarından birinin tekinsiz betimlenişiyle başlayan hikâye hemen ardından yeni zengin Veneeringler’in hayatının alaycı ve olağanüstü absürt bir biçimde anlatılmasıyla devam eder. Müthiş bir dil ve üslup çeşitliliğine sahip olan roman eleştirel ve insani yönden de derinlikli bir eser.
Tuncay Birkan’ın sunumuyla