Türk hukuk düzeni içinde normlar hiyerarşisi diye adlandırılan ve hukuki normların uygulanma sırası ve önceliğini belirten tüm kaynaklarda ve bu normların sıralamasını düzenleyen Anayasa'nın hükümlerinde, usulüne uygun olarak onaylanmış milletler arası sözleşmeler yasalarla eş değerde tutulmuştur. Ayrıca bu sözleşmelerin anayasaya aykırılığının öne sürülemeyeceği de yine Anayasamızda hüküm altına alınmıştır.
Anayasamıza göre bu sözleşmelerin yasa gücüne sahip olması ve Anayasaya aykırılığının öne sürülemeyişi göz önüne alındığında bu sözleşmelerin Türk hukuk düzeni içinde bir iç hukuk kuralı olarak yasalar gibi uygulanması gerektiği açıktır. Yasalar devletin tüm organları için bağlayıcı olduğundan iç hukuk düzeni içinde yasayla aynı değere sahip sözleşmeler de devletin tüm organları için bağlayıcıdır.
Öte yandan Anayasa'nın 90. maddesinde 5170 sayılı yasa ile yapılan değişiklik ile; temel insan hakları ile ilgili olan sözleşmeler açıkça yasalardan üstün tutulmuştur. Bu sözleşmelerin neler olduğu ya da hangi sözleşmelerin hangi hükümlerinin temel insan hakları ile ilgili olduğu kuşkusuz hakimin taktirinde olacaktır. Ancak Anayasanın temel hak ve özgürlükleri düzenleyen bölümleri ile ilgili sözleşmelerin bu kapsamda değerlendirilmesi bu konuda sağlıklı sonuca ulaşılmasını sağlayacaktır.
Uluslar arası ilişkiler hızla artmakta ve bu artış ortak hukuk kurallarına olan ihtiyacı da beraberinde getirmektedir. Ulaşımın kolaylaşması, ticaretin artması gibi olgular uluslar arası alanda her ülkede geçerli normlara olan ihtiyacı artırmıştır. Bu nedenle uluslar arası sözleşmeler hızla gelişmekte ve iç hukuk düzenleri içinde daha fazla yer almaktadır.
