Dinlerin çeşitliliği, hakikat oluşu ve kurtarıcılığı konusunun içinden kolayca çıkılası bir mesele olmadığı aşikârdır. Zira mesele, Tanrının adaleti ve merhameti eksenindeki tartışmaları beraberinde getirmektedir. Farklı dinlere mensup birçok felsefeci ve teolog günümüzde bu meseleyi geçmişte olduğundan belki daha fazla düşüncenin konusu yapmaktadır. Bu durumun elbette değişim dinamiği ile doğrudan bir ilgisinden bahsedebiliriz. Modern dünyanın sağladığı kolay iletişim imkânları ve birlikte yaşama tecrübesi farklı dinlere mensup milyonlarca insana birbirlerinin inançlarını çok daha yakından tanıma fırsatı vermektedir. Bu durum ise insanların ‘dini öteki’ ile kurduğu ilişkinin niteliğini etkilemekte ve beraberinde şu temel soruyu gündeme getirmektedir. Acaba İlahi Hakikatin tek bir kaynağı mı söz konusudur? Bu kitap, ana ekseninde bu konuyu oturtarak akademik bir değerlendirme yapmaktadır.