Mevlitler, İslamiyet’in kabulünden itibaren Türk şairlerinin oldukça rağbet ettiği bir nazım türü haline gelmiş, müellifler Hz. Peygamber’e duydukları sevgi ve hürmeti ifade etmek için pek çok türün yanında mevlitlerden de istifade etmişlerdir. Türk edebiyatında yüzden fazla şairin mevlit yazdığı bilinmekte, bu metinler peyderpey ilim dünyasına kazandırılmaktadır. 19. yüzyılda kaleme alınan ve toplum tarafından sevilerek kabul görmüş, günümüzde de okunmaya devam edilen mevlitlerden biri de Bursalı Muhammed Âkif Efendi’nin Mir’ât-ı Muhammedî adlı mevlididir.
Âkif Efendi’nin genç yaşta vefat etmesine rağmen eserlerinden hareketle şiirle oldukça ilgilendiği; şiir bilgisine vâkıf, divan şiiri geleneği çerçevesinde şekil, vezin ve mazmunlara hâkim, dinî ve tasavvufî açıdan pek çok bilgiye hâiz olduğu görülmektedir. Mesnevi nazım şeklini kullandığı mevlidinin haricinde tespit edilen gazel, murabba, kaside, muhammes, müsemmen, muaşşer ve terkib-i bend nazım şekilleriyle kaleme aldığı şiirleri de mevcuttur. Genelde Allah aşkı, peygamber ve ehl-i beyt sevgisi konularını işlediği naat, mersiye ve münacatlarında dilinin nispeten ağır olmasına rağmen mevlidinde oldukça sade bir dil kullanması da farklı tarzlarda eserler verebildiğini göstermektedir.
Bu çalışmada ise daha önce tespit edilmemiş bir nüsha üzerinde çalışma gerçekleştirilmiş, bilinen “Veladet” kısmının yanı sıra “Mirâc”, “Vefât-ı Hazret-i Muhammed” ve “Vefât-ı Hazret-i Fâtımâ” olmak üzere üç bölümü daha olduğu gösterilmiş, böylece mevlidin tam metni oluşturulmuştur. Aynı zamanda eserin adı üzerine ve birinci bölümdeki Süleyman Celvetî tesirine de ilk kez değinilmiştir. Özellikle ilk bölümde müellifin Celvetî’nin mevlidinden etkilendiği fakat adı geçen bu üç bölümün ise tamamen telif olduğu görülmüş; bununla birlikte ele alınan nüshada klasik edebiyat etkisinde kaleme alınmış gazel, muhammes, kaside gibi nazım şekillerinin kullanıldığı başka şiirlere de rastlanmıştır. Elde edilen yeni metin ile bilinen diğer nüshalar arasındaki farklılıklar edisyon kritik ile tespit edilmiş, eserin tamamı transkripsiyon alfabesi ile Latin harfleri aktarılmıştır. Ayrıca Bursalı Âkif Efendi’nin mevlidi ve diğer tüm şiirleri şekil, muhteva ve dil bakımından ayrıntılı olarak incelenmiştir.