Tüm kenti dehşete düşüren bir seri katil, genç kadınları kaçırmakta ve eşi benzeri görülmemiş bir gaddarlıkla öldürmektedir. Neyse ki son kurbanı, Müfettiş Brolin’in silahından çıkan kurşun sayesinde kurtulur. Uyguladığı işkenceler nedeniyle Portland Celladı adı takılan katil, başından vurularak ölmüştür…
Ne var ki bir yıl sonra kentte yeniden cesetler bulunmaya başlar. Üstelik bu cesetler de tıpkı Portland Celladı’nın kurbanları gibi gizemli izler taşımaktadır. Katilin gönderdiği mektuplardaki el yazısı bile onunkiyle aynıdır. Peki, bu nasıl mümkündür? Yeni cinayetler bir taklitçinin eseri midir?
Cesetlerin bir ritüeli andırırcasına deforme edilmiş olması büyük merak uyandırır, işin içinde gizemli bir tarikatın olabileceği düşünülür. Tüm bu bilmecelere bir de Portland Celladı’nın hayaleti eklenir. Bu dava, Müfettiş Brolin’in öğrendiği ve bildiği her şeyin ötesine gidecektir.
Maxime Chattam, polisiye-gerilim türüne kattığı macera unsurları ve betimlemelerdeki detaycı üslubuyla, okurun her sayfada tüylerini ürperten bir hikâye sunuyor.