Romanlar büyük hikayenin peşine düşme iddiasıyla mercek altına alınırken, öykü genellikle göz ardı edilmiştir. Büyük hikayenin köşe başlarındaki ayrıntıları yakalayan öykünün modernleşmenin haritası çıkarılırken de akıbeti böyle olmuştur. Oysa öykü, içtenliği, sadeliği ve yazarın dünyasını daha net ele verişiyle üzerinde dikkatle durmayı gerektiren bir yazın türüdür. Öykümüzün İzinde, bu çabayla yazılmış metinlerden oluşuyor. Ertan Örgen’in öyküleri anlama çabası bir açıdan zamanımızı ve insanımızı da anlama çabasına tekabül ediyor.