"Her kelimenin içimizde bir sahibi vardır."
"Birbirimize ulaşana dek kitapları her şeyden çok sevmiştik..."
Selahattin Nehir, kitap sevgilerinin tanıştırdığı iki okurun aşk hikâyesini merkeze alarak; acımasız bellek, seçimlerimiz, bitirememeye mahkûm insan, yeni dijital dünyada yakınlık ve uzaklık, kelimeler, renkler ve tutkuların gücü üzerine yazılmış etkileyici bir metin sunuyor bizlere.
"Dünya renklerden ibaret,” yazıyordum ona. “Dünya kelimelerden ibaret,” yazıyordu bana...
Tıpkı anlattığı aşk hikâyesi gibi çoksesli ve çok renkli bir roman Kalemkâr. Öpücük renkli atkı, deniz dalgalarından doğan atlar, leylak rengi hüzünlü gözler, kitap kapağı şeklinde pastalar ikram edilen Kitap Kafe, taçlarından kelebekler doğan kadınlar, Boğaz'ın suları altında ilerleyen dev dervişler, Bizans surlarındaki kafataslarının gözlerinde parıldayan kandiller, sır satan bilgeler gibi imgelerle rengârenk kozalar bırakıyor zihnimize; altını çizdiğimiz cümleleri yeniden okuma isteği uyandırıyor.
Kalemkâr, hiç kuşkusuz, kitap sevgisi üzerine yazılmış en etkileyici güzellemelerden biri aynı zamanda:
"Tek tesellim elimi bırakan bir kadının ellerinde kitaplar olduğunu bilmek. Hiçbir şeye kitaplara güvendiğim kadar güvenemem ben..."