Ekranlar onu çok anlattı, manşetler ondan çok söz etti..
Nobel’i almasından, ödülü alırken yaptığı duygu dolu konuşmadan..
Yazdığı romanlardan, romanlarda anlattıklarından..
Dilden dile okunmasından, Türkçe’yi İsveç Kraliyet Salonu’nda taçlandırmasından. Fraklar gelip geçti, dünya televizyonları sıraya girdi, Türk edebiyatı konuşuldu, Türkiye çok konuşuldu...
Ve bir de kaç zamandır sürüp giden hakaretler, polemikler, kopan fırtınalar vardı...
Sözler uçuştu, yazılar kapıştı çokça..
Hem söze, hem görüntüye, hem yazıya başvuruyoruz yine..İstanbul’da doğup büyümüş bir yazı yolcusunu, Türkçe’ye, Türkiye’ye ödüllerin en büyüğünü getirmiş Orhan Pamuk’u anlatıyor yine, hatıralara uzanıyoruz..Ve beş yıl önce, İstanbul’da, Heybeliada’da yapılmış bir sohbetle, harmanlıyoruz öykümüzü...Çok özel Orhan Pamuk..
Gençlik yaşlarında yazıya hapsettiği odasından, yıllar içinde milyonlarca kelimeyle çıkmış Orhan Pamuk..
