"... Anadolulular soğuğa, mahrumiyete, en kötü acılara kahramanca bir tevekkülle tahammül ediyorlar. Biri, bir kolunu ve iki bacağını yitirmişti. Bedeni zavallı bir kütük, içler acısı bir paçavradan farksızdı. Sadece şöyle diyordu:
'Vatanımın bacaklarıma ve kollarıma ihtiyacı vardı, ben de verdim.'
Dün, Alfred de Vigny'nin Servitude et Grandeur militaires adlı eserinin en asil sayfalarını okurken, şu satırları not ettim:
'Savaşçının feragati, kurbanınkinden daha ağır bir haçtır. Ağırlığını ve büyüklüğünü bilmek için onu taşımış olmak gerekir... Fedakârlık yeryüzünün en güzel şeyi olmalı, çünkü basit insanların içinde o kadar çok iyilik vardır ki, bazen, liyakatlerinin ve hayatlarının gizliliğinin farkında değildirler.'
Yüreğimde, bunu o zavallı Anadolu askerlerine ve ayrıca, bu savaşın bütün alçak gönüllülerine, bütün kahramanlığın bilincinde olmayanlara, hangi taraftan olurlarsa olsunlar, basitçe ve belki boşu boşuna, 'değerlerini akıllarına getirmeyen...' bilmeden hayatlarını verenlere ithaf ediyorum..."