Batı’nın Aydınlanma Çağıyla yaşadığı bilgilenme imkanları üzerinde, XIX. yüzyılın ikinci yarısı ile XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan yeni eğitim anlayışı, arayış ve hareketlerinin bugünkü Batı medeniyetinin şekillenmesinde oldukça önemli rolü olduğu bilinmektedir. Özellikle Fransız İhtilali sonrasında, ardı ardına sosyo-ekonomik inkılapları gerçekleştiren Batı’nın gelişme süreci ile Osmanlı Devleti’nin hemen aynı yıllarda gittikçe hızlı bir ivme kazanarak giriştiği Batılılaşma hareketleri arasında ciddi bir bağlantı vardır. Bu dönemden, yüzyılımızın başlarında gelinen noktaya baktığımızda; aradaki mesafenin, başlangıçtakine göre kapatılması çok daha güç bir boyuta ulaşmasında, söz konusu yeni eğitim anlayışıyla yetişen insanların etkisi büyüktür.
Batı’da ortaya çıkan “Çağdaş Eğitim Akımlarının Türk Eğitim Sistemine Girişi ve Etkileri” konusunu bir problem şeklinde ele alıp incelemeyi amaçlayan bu araştırmada; daha çok söz konusu “yeni eğitim” görüşlerinin Türkiye’ye girişi üzerinde durulmaktadır. Kültürel kimlik arayışının günümüzdeki çeşitli boyutlarının söz konusu görüş, arayış, hareket ve uygulamalarla yakından ilişkisi vardır. Keza içinde bulunduğumuz eğitim problemlerinin çeşitli yönlerinin de kaynağında bu araştırmada incelenmeye çalışılan görüşlerin, hareketlerin ve uygulamaların bulunduğu ileri sürmek, konunun önemi açısından çok da iddaalı olmayacaktır.