Liderlerin her ne kadar önemli vasıfları olsa da gerek kişilik özellikleri gerekse de kişisel ihtirasları, hırsları veya egoları nedeniyle olumsuz davranışlar sergileyebileceği yıllarca literatürde göz ardı edilmiştir. Sanki liderlerin kötülük yapamayacağı veya kötü insanların lider olamayacağı gibi bir algı oluşmuş ve liderliğin hep olumlu yönüne odaklanılmıştır. Oysaki kitleleri peşinden sürükleme kabiliyetine sahip, yüksek sezgi, hızlı düşünüp karar verme, yüksek organize etme becerisine sahip bireyler de narsist, despot, pasif agresif, duygusal bağımlı, kibirli, paranoyak olabilmekte veya etik dışı davranabilmektedir. Bu eser, liderliğin nispeten geride kalmış veya değinilmeye çoğu zaman cesaret edilmemiş olan karanlık yönlerine odaklanmaktadır.