"Bazen küçük bir kadın bize hayatta nasıl durmamız gerektiğini inancı uğruna dimdik eğilmeden öğretir."
Küçücük bir bedenle değişen hayaller...
BİR ACI. BİR BEBEK. BİR YEMİN.
Yasemin’in tek hayali başarılı bir mimar olmaktı.
Ama bu isteğine bir adım kalmışken onu her şeyden vazgeçiren, artık hayatında bir Melek’e sahip olmasıydı...
Ya kızından vazgeçecekti, ya da tüm sevdiklerinden.
O, kızını seçti...
Eşini ve kızını trajik bir trafik kazasında kaybettikten sonra nefes almanın ağırlığıyla ezilen bir adamdı Özgür Güroğlu.
Sevgi kelimesi dahi katlanılmaz bir sözcük iken, bir anda karşısına çıkan Yasemin’in kalbine dokunmaya başladığından habersiz, onu hayatından uzaklaştırmak istedikçe ona doğru sürüklendiğinin farkında değildi.
Fark ettiği anda ise bir teklifte bulundu;
ya Yasemin istediği gibi sadece yatağının kadını olacaktı, ya da sonsuza kadar kendinden uzaklaşacaktı...
