Tek kanatla uçmak gibidir gurbet.
Bedenin burada olduğu halde kalbinin başka yerde atmasıdır gurbet.
Nefes aldığın halde yaşayamamaktır.
Toplu halde yalnız yaşamaktır gurbet.
Olduğun yerde yabancı, gittiğin yerde misafir olmaktır. Hiçbir yere ait olamamaktır.
Bazen özgürlük, bazen zenginlik, çoğu kez de köleliktir gurbet.
Her memleket şarkısında, içinde duyduğun sızıdır gurbet.
Gittiğinde doyamadığın, geldiğinde bırakamadığındır.
Onurunu, haysiyetini, diplomanı ülkende bırakıp gelmektir bazen gurbet.
Uzakların gerçekten uzak olduğu yerdir gurbet.
Gelip tutunamadığın, kök salıp çiçek açamadığın yerdir gurbet...
Gurbet öyle bir kapıdır ki, girsen yanarsın, girmesen donarsın. Vefasızların elinde ilmek ilmek örülür hayat elbisen. Pembe düşlerin siyaha boyanır gün gün, gece gece...
Ezan sesi ile uyandığın pazar sabahlarına artık çan sesi ile uyanırsın. Attığınız her adımda can kırıkları...
Gerçek hayat hikâyelerinden oluşan bu kitap, “gurbet” denilen hüzün odasına başka bir kapıdan buyur ediyor sizleri…