"Yaktığı o kağıt karanfil kokuyordu, şimdi ise toprak."
Öykü güçlükle yutkunup, "Beni sevemezsin," dedi fısıltıyla.
Sevmesine izin veremezdi.
Levent'in gülümsemesi solarken gerilen yüz ifadesine baktı.
Küçük bir aşk oyunu hüsranla bitmeden bu sözleşmeye noktayı koymak zorundaydı. Levent'in iyiliği için ondan uzak durmalıydı.
Avuçlarının içindeki parmaklar ileri geri hareket ederken konsantre olmakta zorlanıyordu.
Boğazındaki yumruyu yuttu. Kuruyan dudaklarını ıslatırken, Levent'in söylediği cümleler
kalbinin ortasında küçük bir yangın gibi büyüdü.
Eriyen, yavaş yavaş yok olan o oldu.