Hz. Âdemle başlayan nebiler zincirinin son halkası olan Hz. Muhammede indirilen Kurân-ı Kerîm, büyük bir itina ile korunarak, elden ele, dilden dile günümüze kadar tevatür yoluyla gelmiştir. Ondaki bu erişilmez üstünlük, lafzındaki uyumdan, az sözle çok kapsamlı ve derin mâna ifade edişinden, içerdiği bilgi ve kavramların bilimsel seviyenin üstünde ve evrensel oluşundan kaynaklanmaktadır.
Kurân-ı Kerîmin okunmasının, Onun yüceliğine yaraşır bir şekilde olacağı pek tabiidir. Çünkü o Allah kelâmıdır. Bir şiiri, örnek bir nesri, noktalama işaretlerine dikkat ederek itina ile okumuyor muyuz? Hiçbir sözle kıyaslanamayacak üstünlükte olan Allah kelâmının okunması ise elbette her sözün üstünde bir özenle olmalıdır. Böyle olması pek tabii iken Cenab-ı Hak, kelâmının güzel bir diksiyonla açık seçik bir tarzda telaffuz edilmesini emrediyor.