Yaşamını Avrupa’nın farklı kentlerinde konserler vererek geçiren, genç bir opera şarkıcısı, sık sık yaptığı tren yolculuklarından birinde gözlerini tam karşısındaki koltukta uyuyan kadından alamaz. Kadın, yanındaki iki adamla birlikte tuhaf bir üçlü oluşturur.
Opera şarkıcısı kaldığı otelde bu adamlardan biri olan Dato’yla barda karşılaşınca üçlünün gizemini çözer: Proust’u çağrıştıran bir anlatımın egemen olduğu Duygusal Adam, tutkulu bir aşk hikâyesidir.