Mineral saltanatının mücevherleri olan değerli taşlar, insanoğlunu her zaman büyülemiştir; bu kusursuz doğa eserleri, ilahi bir öze sahiptir sanki. Elmas, zümrüt, yakut ve safirler, öncelikle nadirlikleri ve kendilerine atfedilen sembolik değer nedeniyle, insanlık tarihinde erken dönemden itibaren önem kazanmıştır. Sonrasında ise bu muhteşem taşlar, güç sahipleri için vazgeçilmez hale gelmiştir: Hintli hükümdarlar, en güzel elmas ve yakutlara, Aztek imparatoru ise "elden büyük" zümrütlere sahip olmuştur. Avrupa sarayları da onlardan altta kalmamak için Doğu'dan ve Yeni Dünya'dan rüya gibi taşlar getirtmiştir. 19. yüzyılda Avrupa'yı saran elmas ateşi, bir anlamda günümüzdeki tutkuların habercisi olmuştur: "Elmas sonsuzdur", tıpkı zümrüt, safir ve yakut gibi...
Gemolog ve gezgin Patrick Voillot, değerli taş krallığının tarihini anlatıyor.