Ceza hukukunda çok önemli bir boşluğu dolduran, suçlunun ıslahı ve mağdurun suç nedeniyle ortaya çıkan zararının tazmininde oldukça olumlu etkisi olduğu kanıtlanan kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumları, Anglo-Amerikan kaynaklı olmalarına rağmen, belirtilen olumlu etkileri nedeniyle, XX. Yüzyılın ikinci yarısına kadar hemen hemen tüm medeni Avrupa ülkelerinin mevzuatlarında yer bulmuştur.
Bu kurumların ceza mevzuatına dahil edilmesi için, Avrupa ülkelerindeki kadar istekli ve süratli bir gayret, maalesef ülkemizde görülememiştir. Ancak, 2005 yılında, ceza hukuku alanında yaşanan köklü değişiklikler, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumlarının da, birer ceza usul hukuku kurumu olarak kabulünü sağlamıştır. Bunun yanında, öteden beri hukuk sistemimizde yer alan cezanın ertelenmesi kurumu yönünden de önemli değişiklikler yapılmıştır.
Bahsettiğimiz yeni kurumların, mevzuatımıza girmesinin ardından, bu kurumların tümünü bir arada işleyen kapsamlı bir akademik çalışmanın, -farkedebildiğimiz kadarıyla- henüz yapılmamış olması, konumuzun belirlenmesinde etkili olmuştur.
Çalışmamızda, yargılamanın farklı aşamalarında erteleme olarak ifade ettiğimiz; kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi kurumlarının layıkıyla uygulanması ve amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için, en önemli rolün uygulayıcılara düştüğünü bu noktada ifade etmek isterim. Bir uygulayıcı olmanın sorumluluk bilinciyle hazırladığımız Çalışmamızın, amacına küçük de olsa katkı sağlamasını umuyorum.