1711 Prut Seferi hakkında, bir yeniçerinin tuttuğu bu günlük sayesinde, belki de dönemin tarihçilerinin yazdığından fazlasını bilme imkânına sahibiz.
Yeniçeri Kâtibi Hasan, 55 yıllık bir yeniçeri olarak son seferine çıkarken, sadece işi gereği değil, tarihe kişisel bir tanıklık bırakmak için de kâğıda kaleme sarılmıştı.
Savaşın ilanından başlayıp dönemin etraflı bir uluslararası siyasal değerlendirmesini de yaparak, seferi pek çok ayrıntısıyla kayda geçmişti:
Sefer yürüyüşü, muharebe alanına varış, konaklama, muharebeler, serdengeçtilerin akınları, firari askerler, düşman kovalamalar ve barışın imzalanması…
Savaş sonrasında ihmali görülenlerin nasıl cezalandırıldığını ve Rusya ile süren diplomasi trafiğini de anlatan Kâtip Hasan, sözlerini şöyle bitirir:
“Bu günlüğü okuyan ilim irfan sahibi kardeşlerimizden; beni hayır dua ile yâd etmelerini, sözlerimdeki eksiklikleri tamamlayıp hatalarımı düzeltmelerini ve kusurlarımı örtmelerini niyaz ederim.”
Yeniçeri Kâtibi Hasan, yeniçeri bir babanın oğlu olarak doğdu ve babasının izinden gitti. 1656-57’de yeniçeri oldu, 1672’de Kamaniçe, 1674’te Umman Seferlerine katıldıktan sonra kâtipliğe terfi etti. 1682’de Girit’e tayin edildi ve 12 yıl adanın farklı şehirlerinde görev yaptı. 1694-97’de Midilli’de, 1697-1704’te Eğriboz’da görev yaptı. 1704’te İstanbul’daki ocak kâtipliğine terfi etti. İleri yaşına rağmen 1711’de Prut Seferi’ne katıldı ve bu kitabı oluşturan sefer anılarını kaleme aldı.