Demir Çağı’ndan Kartaca Savaşlarına (M.Ö. 1000 – M.Ö. 264)
M.Ö. 1000 civarında Roma yerleşimi, birkaç tepenin üzerinde kurulmuş küçük bir topluluktu. M.Ö. 3. yüzyılda ise Roma, anıtsal tapınakları, kamu binaları ve görkemli evleriyle büyük ve güçlü bir kent haline gelmişti. Tüm İtalya’yı ele geçirmişti ve bir imparatorluk yaratmaya hazırlanıyordu. Ancak basit bir kent bu tarihi dönüşümü nasıl gerçekleştirdi? Nasıl oldu da bölgenin ve sonrasında dünyanın başat gücü haline geldi?Eski İtalya, her biri kendi dili ve gelenekleri bulunan çok çeşitli etnik topluluklara ev sahipliği yapıyordu. Önce Etrüskler ve daha sonra Samnitler gibi bazı topluluklar Roma’nın başlıca düşmanlarıydı. Bu gruplar Geç Demir Çağı’ndan itibaren İtalya’nın içinde ve dışında giderek daha dinamik bir etkileşime girdiler, ticareti genişlettiler ve İtalya’nın her yanında giyinme alışkanlıklarını, dini, mimariyi, silahları ve yönetimi etkilediler. Roma ele geçirilen topraklarda var olan sosyal ve politik yapıları büyük bir özenle idare etti, stratejik askeri alımlarla vatandaş havuzunu genişletti ve bu sayede bir dereceye kadar yerel bağımsızlığa izin verirken aynı zamanda emperyal bir aidiyet duygusunu da besledi.Roma’nın Yükselişi kitabında tarihçi ve arkeolog Kathryn Lomas, Roma’nın rakiplerle dolu bir bölgede baskın unsur haline gelmesini sağlayan diplomatik girişimleri, siyasi manevraları ve kültürel değiş tokuşları yeniden ele alıyor. Lomas’a göre Latin dünyası Roma tarafından yenilmemiş, aksine Roma bu dünyayı birleştirmişti. Roma’nın İtalya’yı işgalinden ve birleştirmesinden doğan bu yeni toplum yapısı, gelecek yüzyıllar için siyasi bir model işlevi de görecekti.Kronik Kitap, Antik Dünya Tarihi Serisi’ne en güncel Roma tarihi araştırmalarından Roma’nın Yükselişi kitabıyla devam ediyor. Lomas bu çalışmasında gelişme aşamasında bulunan ve imparatorluğun farklı halklarını birleştiren siyasi yapıları tanımlıyor ve İtalya toplumunu birleştiren unsurun kökenini buluyor. Roma’nın nasıl geliştiğini ve Romalıların göz kamaştıran hükümranlıklarını neden ve hangi yollarla elde ettiğini göz önünde bulundurarak Roma’nın bir dünya gücü olarak doğuşunun büyüleyici hikayesini anlatıyor.