Bilim kesindir, kaynağı bilinir, sonuçları nettir.
Ama aşk…
Herkes Isaac Newton’ı yalnız, kendini bilime adamış biri olarak bilir. Peki ya öyle değilse?
Genç müzisyen Andrea’nın ilk aşkı zaman-mekân tanımayan cinsten. Çellosundan çıkan mucizevi melodiler, odasındaki duvarda bir çatlak açıyor ve Andrea küçük Newton’la işte bu şekilde tanışıyor. Aralarında üç yüz yıl da olsa iki kalp aynı anda atmayı başarabilir. Bilirsiniz konu aşksa fizik kuralları bile geçersiz sayılabilir.
Zaman kırılabilir, bükülebilir ya da esneyebilir. Ya kalp?