Üniversiteyi yarıda bırakan Nazlı, Zeliha Özalp adında, melek gibi bir ihtiyarın bakıcısı olarak çalışmaktadır. Zeliha Hanım’ın savcı oğlu Eymen Özalp ise evlenip ayrıldıktan sonra kendine duvarlar örmüştür ve Nazlı’ya göre ‘evin hayaleti’ gibidir. Yağmurlu bir sonbahar günü son nefesini vermek üzere olan Zeliha Hanım, Nazlı’ya bir vasiyetle veda eder: “Eymen sana emanet.”
Her aşk bir masala benzer, ama bazı masallarda mücadele etmek zorunda kalan prens değil, prensestir… Bu aşk için de Nazlı savaşacaktır ve masalı mutlu sonla bitirmek onun elindedir… Günebakana güneş değil, yaprak olmak zorundadır artık…