13 yaşındayken dünya öğretmeni seçilen Krishnamurti, hayatını dünyayı dolaşarak, insanlarla yaşama ve dünyaya dair konuşarak geçirdi. Kendisine mesihlik yakıştırılmış olmasına rağmen bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Onun için, karşılaştığı herkes başlı başına bir “birey”di. Bu nedenle öğretmekten çok paylaşmayı ilke edindi. Yine de dünya üzerindeki milyonlarca kişi ondan çok şey öğrendi.
Otoriteyi reddedebiliyor musunuz? Reddedebiliyorsanız, nesillerdir içinizde taşıdığınız yanlış bir şeyden kurtulmuşsunuz demektir. O zaman ne olur? Daha çok enerjiniz, daha çok kapasiteniz, daha çok gayretiniz olur, kuvvetiniz ve canlılığınız artar.
Kendimizi anlamak, hiçbir otorite gerektirmez. Kendimizi anlamak için ne dünün otoritesi gerekir ne de bin yılın. Çünkü biz canlı varlıklarız, devamlı hareket eden, akan, hiç durmayan.
Kendimize dünün ölü otoritesiyle baktığımızda yaşam denen hareketi, o hareketin güzelliğini ve niteliğini anlayamayız.
İster kendinizin ister başkasının olsun, her tür otoriteden kurtulmak, düne ait her şey karşısında bir ölü gibi tepkisiz olmaktır; böylece zihniniz daima taze, daima genç, daima masum, hayat ve tutku dolu kalır.