"Tüm acısını dudaklarında topladı da patlattı kan içinde ´anne´lerini…
Ağladı, haykırdı da Mereto´dan yankılandı sesi, Dicle´ye karışan gözyaşlarının arasından uyandı sanki Hasankeyf´in Hasan´ı. Gözyaşlarından içti de gebe kaldı ikizlerine bir kadın Sason Manastırı’nda…
Melek ağladı…
Ağlayarak uyandı…"
"İnsan yaralarına bu kadar mı bağlı olur? Acıları insanın ana yurdu, gözyaşları da ana dili galiba. Şimdi işte dönüp dolaşıp acılarıma varıyorum . Vardıkça kanıyorum, kanadıkça hem azalıyorum hem var oluyorum. Bu kadar karmaşıklığın içinde kinime engel olamıyorum. Bu dünyada bana yapılan zulmün zalimden acısının çıkmasını görmek için yaşıyorum belki de. Ya da yaşıyor muyum?"
İki ülke , iki kimlik, iki hayat…
Dönüşlerin ardında bir yangın ve bir bebek…