Mıgırdiç Margosyan, Agos'ta 1996-1999 yıllarında yazdığı yazılardan yapılmış bir seçki sunuyor Zurna'yla. Usta yazar, bu denemelerinde siyasi meselelerden felsefi tartışmalara, Diyarbakır'daki çocukluluğundan cemaat hayatına, günlük yaşamdan sanata uzanan pek çok konuda okurla tatlı tatlı sohbet ederken, ortaya Türkiye'nin en yakın tarihinin net bir fotoğrafı da çıkıyor.
"Siz istediğiniz kadar çırpınıp durun, istediğiniz kadar bin bir dereden su getirin, taklacı güvercinler gibi ustaca taklalar atarak gökyüzünde fırdöndü misali istediğiniz kadar dönenin, gazete köşelerinde yazdığınız yazılarınızın ömrü, buz üstüne yazılmış yazı kadar kısa oluyor. Bu gerçeği ne şu yazarın ünü, ne berikinin şanı, şöhreti, itfanı önleyemiyor.
Peki, o halde gazete köşelerinde her hafta boy göstermenin ne anlamı var ki! Anlamı var mı, yok mu doğrusunu söylemek gerekirse ben özüm de pek bilemiyorum ama, yine de millete 'akıl hocalığı' yapmak hoşuma gidiyor! Keyif alıyorum! Zaten keyif dediğin ne ki, keçi boku! tespih gibi çek çek dur!"