Bir Rengin Tarihi
Karanlıkların, ölümün ve cehennemin rengi olan siyahı ille de “olumsuz”, “kötücül” bir renk olarak görmemeli. Uzun tarihi boyunca, verimlilik, ölçülülük, saygınlık ve otoriteyle de özdeşleştirilmiş olan siyah, epeydir zarafetin ve modernliğin temsilcisidir.
Keşişlerin siyahından korsanların siyahına, ressamların siyahından terzilerinkine uzanan Michel Pastoureau, diğer renklerden farklı bir kadere ve simgeselliğe sahip olmuş, matbaanın icadına kadar renkler arasında apayrı bir yer işgal etmiş, Newton’un buluşlarıyla özel bir statü edinmiş, hatta renk olmaktan çıkmış siyahın izlerini yaradılış efsanelerinden 20. yüzyılın sonlarına dek her alanda sürüyor.
Siyahın; dil, toplumsal alışkanlıklar, sanatsal yaratılıcılık ve simgeler dünyasındaki yerini ve gelişimini belirgin bir şekilde ortaya koyan Pastoureau, aynı zamanda son derece zengin ve sürükleyici bir kültür tarihi panoramasını da gözler önüne seriyor.