Henüz 19’unda babasını kaybeden edebiyat aşığı bir genç, erken yaşta bekâr kalan korumacı bir anne ve rüya gibi bir sevgili; Şehnaz…
Nihat Ahmet, yokluk, hastalık ve fikir çatışmalarının hüküm sürdüğü bir dönemde büyüme sancıları çekiyor. Bir yandan edebiyat derneklerinde aruz ile heceyi tartışır, yayımlatacağı şiirlerle kendi ayakları üstünde durmaya çalışırken, bir yandan da aşkına mani olan annesiyle mücadele ediyor. Tam her şey yoluna girdi derken patlak veren Birinci Dünya Savaşı ise hayatının tüm seyrini değiştiriyor. Ve hiç beklenmedik bir anda göç başlıyor.
Yusuf Ziya Ortaç, ilk gençlik yıllarından izler taşıyan Göç’te zorlu bir aşkı anlatırken milli mücadeleye giden siyasi tartışmalara, yoksulla zengin arasındaki uçuruma ve dönemin edebiyat çevresine ayna tutuyor. Ortaç, Ziya Gökalp’e selam göndermeyi de ihmal etmiyor.