Avluya çıkarken genç horoz öttü. Cılızlaşmış, kısık bir ses çıkarıyordu ama kuşun bu sesinde acıdan kuvvetli bir şey vardı. Yaşamak gerekliliğiydi bu, hatta dirimin zaferini çağırmaktı. Ölmüş olan adam durup kaçmış, sonra da yakalanmış horozun tüylerini kabartışına, dirimden ölüme yeniden bir meydan okuyuşta başını dikerek, gagasını aralayarak ayaklarının ucuna basarak ileriye uzanışına bakıyordu.
İngiliz edebiyatının büyük yazarı D.H. Lawrence’tan yine büyüleyici, bir o kadar da huzursuz edici bir kısa roman. Dirilen ve dünyanın, Avrupa’nın perişan kırlarında paralanmış kefeniyle dolaşmaya başlayan bir adam... Lawrence, İsa’ya ait mitleri güçlü birer çağdaş metafor olarak ortaya koyuyor bu metninde. Ölen Adam, Bilge Karasu tarafından Türkçeye kazandırılmış ve 1963 yılında TDK Çeviri Ödülü’nü almıştı. İlk elde okunması gerekenler arasında.