Bu çalışmamızda yörelere göre sınıflara ayrılmış altı medeniyetin altısında da Tanrı algılarının ne şekilde betimlendiğini inceledik. Bu medeniyetlerin hepsinde de şu veya bu şekilde bir tanrı algısının varlığını tespit ettik. Bu tespitler Kur’an-ı Kerim’in tanrı inancının insan fıtratında mevcudiyetinin varlığını savunmasına destek vermektedir. Günümüzde olduğu gibi bazı medeniyetlerde de tanrı algılarının mistik afyonlama yönünde kullanıldığı da bir gerçektir. Bazı medeniyetlerde, toplumsal barış mezheplerden, tarikatlardan ve dinlerden daha üstün tutulmuştur. Bunun en açık örneğini Pers, Lydia ve bin tanrılı Hitit medeniyetlerinde görüyoruz. Bu örneğin aksine mezheplerin kutsal paket ilan edilmesi ve bazı kutsal üstat rolü verilmiş kişilerin masum kişiler olarak ilan edilmesi son derecede tehlikeli bir durumdur. Bunları güncellemeden olduğu gibi kutsal ilan etmek din sömürüsünün yollarını açarak toplumun huzur ve mutluluğuna büyük darbeler indirebilir. Günümüzdeki birçok tarikatta farklı İslam tiplemeleri tabulaştırılarak din sömürüsü yoluna gidilmesine rağmen Kur’an-ı Kerim’in İslam’ı değişmemekte, toplumsal çatışmaları önlemek için dinlere saygı tercih edilmektedir. Çalışmamızda Dünya medeniyetleri bazında doğru ya da yanlış din algıları incelenmekte değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu yönüyle çalışmamızın hem ilahiyat alanında hem de arkeolojik alanda önemli bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz.