İnsanoğlunun metalle tanışması on binlerce yıl öncesine rastlamasına rağmen, onunla gerçek bir ilişkiye girmesi sanayi devrimiyle birlikte oldu. Silah, el aleti, kap-kacak, yapı elemanı ve sanatçıların yaptığı heykel ve takıların dışında pek de fazla görülmeyen metal ürünler, artık bizi taşıyan otomobil, tren, gemi olarak devasa boyutlarıyla hayatımıza doludizgin girecekti.
Şimdi etrafımıza bir bakalım. Çevremizdeki şeylerin ne kadarı metalden yapılmış ve ne kadarında küçük de olsa metalden bir parça bulunsun. Herhalde, çok az şeyin onsuz olduğunu görürüz. O zaman, içinde bulunduğumuz medeniyet metal üzerine kurulmuştur, deme hakkımız olamaz mı?
Bu kitabın yazımı çok fazla bir süremi aldı diyemeyeceğim. Bunun birinci nedeni, metal işleme teknikleri hakkındaki bilgimin, sadece kitaplar üzerinden okunarak edindiğim kadarıyla değil, uzun yıllarımın metal sektörü içinde geçmesindendir. İşin hem malzeme ve makine ticaretinde, hem de üretiminde bulunmuş olmam bana bu kolaylığı sağladı. Kaynak kitap olarak yararlanabildiğim çok fazla kitap olmasına rağmen neredeyse hepsi mühendislik kitaplarıydı, dolayısıyla doğru bilgilere ulaşma çabam, beni içinden çıkılmaz mühendislik hesap ve formülleriyle karşılaştırdı. Oysa ki bu kitabı yazma isteğimdeki ana fikir, endüstri ürünü tasarımcıları, iç mimarlar ve mimarlar gibi ürün tasarımı yapan kişilere metal işleme tekniklerini toplu halde vermek ve bu bilgiler doğrultusunda, metal ürünün tasarımı yapılırken, malzemesinin ve işleme tekniklerinden kaynaklanan özelliklerinin bilinerek tasarlanması ve dolayısıyla üretime en uygun form ve ölçüleriyle geçilebilmesini sağlamaktı.
İşin bir boyutu, metal işleme tekniklerinin bir düzen içinde toplu olarak verilmesiyken, diğer bir boyutu, bunun tasarımcının kullanacağı yeterli miktar ve tarzda verilebilmesiydi. Bunun için kitap iki bölümde sunuldu. Birinci kitapta metal işleme teknikleri verilirken, ikinci kitapta metal ürün tasarım ilkeleri açıklanmaya çalışıldı. Önce bu iki kitabın ayrı ayrı basımı düşünülse de, birbirlerinin tamamlayıcısı olması, ayrı ayrı çok fazla bir anlamı olmayacağı düşüncesiyle birleştirilerek tek bir kapak altında yayınlanmasına karar verildi.
Kitabın birçok yerinde değindiğim gibi, her konu hakkında kitaplar dolduracak kadar bilgi verilmesi mümkündür ve çoğu kez kendimi tutamayıp yazdığım sayfaları attığım oldu. Yani tasarımcı için vermem gereken bilginin belirli bir sınırı olmalıydı. Bu nedenle metal işlemeyle ilgili mühendisler çok daha detaylı bilgilere sahip olduklarından bunu yadırgayabilirler. Ayrıca bu konu o kadar geniş bir literatürü içermektedir ki, belki de kitaplıkları dolduracak kadar bilgi yüklüdür. Dediğim gibi bir sınırı olmalıydı.. Şunu da açıklamalıyım ki, her an yeni bir teknoloji ortaya çıkmaktadır veya gözümden, bilgimden kaçanlar vardır, bunlara ulaşamadığımdan kitabımda eksik kalmış olabilir.
Bu kitapta bir miktar da üretim ekonomisinden bahsetme ihtiyacını duydum. Kitabın birçok yerinde bahsettiğim gibi metalden yapılmış bir ürünün çok çeşitli yöntemlerle imal edileceğini vurgulamaya çalıştım. Muhakkak ki buradaki öncelikli kriter onun üretim maliyetidir daha doğrusu onun satılabilir fiyatıdır ki kitabımızda bu konu vurgulanmaya çalışılmıştır.
Benim metal üretim sektöründe bulunduğum süre içinde insan ve çevre sağlığı önemli konulardan birini oluşturuyordu. Bu belki kitabın konusuyla uzaktan ilgili görülse de, benim şahsen bu konuda toplumu bilgilendirme arzumun sonucu olarak kitaptaki yerini almasına neden oldu.
Bir tasarımcı gözüyle hazırlanmış bu metal ürün biçimlendirme teknikleri ve tasarım ilkeleri kitabının bu özelliği nedeniyle tasarımcıya son derece yararlı olacağı kanısındayım.
Dr. M, Tahsin Canbulat
Temmuz 2011