Umudun varken beklemek güzel ama ölüm öyle bir acı ki geride ne umut bırakıyor ne de hayal. İçim parça parça, kelimelerim kırık dökük, konuşmaya mecalim yok. Sussam hüznümün kanadı kırılır. Şimdi göklerden bir nefes gelsin, bir rüzgâr essin, bir yağmur yağsın, bir ses, bir ses bozsun şu sessizliği. İçimde kabaran yangın sönsün istiyorum.
Yirmi beş yaşında ölüp gitmek istemiyorum. Sadece biraz daha zaman, çok değil birkaç yıl… Eksikleri tamamlamak ve yarım bir öykü bırakmamak için. Şarkı bitmedi, kalem hâlâ yazıyor. Şarkı bitmeden, henüz vakit bitmeden tüm umutlarımız gerçek olsun.
Gülten Gencer’in diğer adıyla “Mavi Kelebek”in ilk ve son romanında yaşadıklarını okuyucuyla paylaşıyor ve okuyucularından empati kurmalarını istiyor.
“Size sesleniyoruz; bize, maskeyle gördükleri zaman bilinmeyen bir cisim gibi ve acıyan gözlerle bakanlar, bizler KANSER hastasıyız ve iyileşeceğiz.”
Maskeli Balo, kimi zaman hüzünlü bir gülümsemeyle, kimi zaman da gözyaşları içinde okuyacağınız yarıda kalan bir hayatın hikâyesini anlatıyor. Uzun süre romanın etkisinde kalacak ve kansere karşı zorlu bir mücadele veren insanlara daha farklı bir gözle bakacaksınız. Unutmayın, “acımasız olan kanser değil acımasız olan insanların bu yargıları.” diyor Gülten Gencer.
Maskeli Balo, unutamayacağınız bir roman.