Kaybolanların İzinde
ürklüğün kalbinde havayı solumuş, toprağı ellemiştik. Binlerce yıl sonra ata yurdumuza gelmiş olmaktan o kadar mutluyduk ki acıkmıyor ve susamıyorduk; sanki bir hayal âleminde kuğuların üzerinde öz memleketimizin semalarında süzülüyorduk.
İpek Yolu artık yok; çünkü Doğu Türkistan toprakları kapandı. Her şey ötüp gitti. Hotenli destancının nağmeleri Çin saraylarının duvarlarında yankılanmıyor bundan böyle. Her yeri kum bastı. Kandil ışıklarında yazılan tarihlerin mürekkepleri bitti. Develerin çanları sustu, Kaşgarlı tüccar dükkanını bir daha hiç açmadı. Peki, miskin Budistlerin ebediyen uykuya dalmasına ne demeli? Ya Mahmud’un Opal Köyü’ndeki yalnızlığına? Kumul’da meşrep kurulmuş haberi olan var mı?
Doğu Türkistan ve İpek Yolu’nda Kaybolanların İzi’ni sürmeye ne dersiniz?