Cumhurbaşkanının sorumluluğunu genel manada; siyasi, cezai ve hukuki şeklinde tasnif etmek mümkündür. Parlamenter sistemde yürütmenin Cumhurbaşkanı kanadının siyasal sorumluluğunun bulunmaması sistemin temel özelliğinin bir sonucudur.
Parlamenter cumhuriyetlerde cumhurbaşkanının şahsi muamelatından dolayı hukuki sorumluluğunun bulunduğu genelde kabul edilmektedir.
Cumhurbaşkanının şahsi fiillerinden dolayı ceza sorumluluğunu engelleyen bir Anayasal düzenleme yoktur. Bütün parlamenter sistemlerde olduğu gibi, Türkiye’de de Cumhurbaşkanının vatana ihanet dışında görevi sebebiyle işlediği suçlardan sorumluluğunun doğmayacağı kabul edilmektedir.
Bu çalışmanın yapılmasındaki amacımız; vatana ihanetin belirsizliği, aslında vatana ihanet dışında görevle alakalı olan diğer suçlardan Cumhurbaşkanının sorumluluğunun bulunmadığının Anayasada açıkça ifade edilmemiş olduğu, sadece hâsıl olan genel kanaat sonucu vatana ihanet dışındaki suçlardan sorumluluğunun bulunmadığı görüşünün hakim görüş haline geldiği, oysa bu hususlarda en azından mesnetli eleştirilerin getirilebileceği gibi etkenlerdir.
Çalışma, dört bölüme ayrılarak yapılmıştır. Birinci bölüm; kavram, tarihçe, Cumhurbaşkanının sorumluluğu-hükümet sistemi ilişkisine ayrılmıştır. İkinci bölüm, 1982 Anayasasında Cumhurbaşkanlığı statüsü, statüden mütevellit yetkiler ve bunlarla ilgili değerlendirmeleri içermektedir. Üçüncü bölümde; Cumhurbaşkanının sorumluluğu, siyasi, hukuki, özellikle cezai yönden ele alınmış, daha sonra vatana ihanet fiilinin niteliği kamu hukuku dalları bakımından incelenmiştir. Dördüncü bölümde, vatana ihanet fiili ceza hukuku kurumları açından değerlendirilmiş ve çalışma Yüce Divanın yapısı, yetki alanı, verdiği karar ve karara karşı hukuki yolların işlenmesiyle nihayetlendirilmiştir.
Bölümlerin oluşturulmasında, genelden özele doğru her bölümün bir diğer bölümün önaşaması olmasına dikkat edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca bütün bölümlerde hemen hemen her temel başlığın sonunda sonuç ya da eleştiriler, öneriler, sorunlar şeklindeki küçük başlıklar altında sonuç yerine kaim olacak düşüncelerimize yer verilmiştir. Bundaki amacımız, bütün görüşlerimize sadece sonuç bölümünde yer verilmesinin eksik kalacağı düşüncesidir.