Sanayi Devrimi sonrasında gelişen teknolojiyle birlikte sayıları her geçen gün artan işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Tek başlarına işveren karşısında güçsüz durumda olan işçiler, zaman içerisinde birlikte hareket etmeye başlamışlardır. Bunun sonucunda da birçok ülkede sendika hak ve özgürlüğü kavramı ortaya çıkmıştır.
Sendika hak ve özgürlüğü temel bir insan hakkı olarak, demokrasinin vazgeçilmez bir unsurudur. Bu nedenle hem uluslararası hem de ulusal düzenlemeler ile koruma altına alınmıştır. Sendika özgürlüğünü somut olarak kullanma aracı ise kuruluş olarak adlandırılan sendika ve konfederasyonlardır. İşçi kuruluşları, çalışma hayatı başta olmak üzere birçok toplumsal konuda önemli bir misyonu olan tüzel kişiliklerdir. İşçi kuruluşları kendilerine düşen bu rolü ise yönetim ve temsil organı olan yönetim kurulu ile yerine getirirler. Yönetim kurulu üyelerine ise kuruluş yöneticileri denir. Kuruluş yöneticilerinin sahip oldukları pozisyon ve görevleri nedeniyle özel olarak korunmaları gerekir.
Hukukumuzda işçi kuruluşu yöneticileri, profesyonel ve amatör yöneticiler olmak üzere ikiye ayrılır. Profesyonel yöneticiler, işyerindeki çalışmasına son vererek tüm mesaisini kuruluş yönetimine ayıran kişilerdir. Amatör yöneticiler ise, işyerindeki çalışmasına devam ederken aynı zamanda kuruluş yöneticiliği yapan kişilerdir. Çalışmamızda işçi kuruluşu yöneticiliği ve güvencesi ilgili kanunlar, Yargıtay kararları ve doktrin görüşleri de dikkate alınarak detaylı bir şekilde incelenmiştir.