Bu kitapta, şimdiye kadar sanatçıların ve yazarların bitmez tükenmez konu hazinesi olan “aşk” psikiyatrinin yaşayan büyük ustasi sayılan O. F. Kernberg'in divanına uzanıyor. Ve ortaya hepimizin başına gelen, karşısında aciz kaldığımız aşk hallerinin tüm yönleriyle incelendigi zengin bir bilimsel metin çikiyor. En başta âşık olma kapasitesi olmak üzere, yaşanan aşk ilişkilerindeki normallik ve patolojiyi irdeleyen Kernberg, uzun meslek hayatında karşılaştığı vakalari titiz bir analizden geçirmiş ve vardığı sonuçları bu kitapta toplamıştır. Aşk insanın fizyolojik ve psikolojik kapasitelerinin tüm yönleriyle serpilip güçlendiği eşsiz bir hayat deneyimidir. İnsan en çok âşık olduğunda kendi sınırlarını zorlar, hissetme kapasitesi doruğa ulaşır diyebiliriz. Dolayısıyla aşk halleri insanı anlamanın eşsiz ipuçlarını verir bize. Neden erkekler için iki tür kadın, sadece “azizeler ve orospular” vardır? Ya da neden insanlar flört ederken canlı, cömert; evlenince ketum ve miskin olur, ayrılırken de “seni kimseye yâr etmem” diyecek kadar kin ve hasetle dolar? Âşık olunan ötekinin önce bedeni, sonra bütün kişiliği daha sonra da etik, estetik ve kültürel değerler sistemi idealleştirilir. Ötekiyle her düzeyde özdeşlik arayışıdır aşk. Kernberg aşk hallerindeki normallik ve patoloji çerçevesinde bu sorulara yanıt arıyor. İşte bazı örnekler: Mazoşistik patolojide, “cinsel doyuma ulaşmak için acı, boyun eğme ve aşağılanma durumlarını yaşama zorunluluğu... bilinçdışı bir cezadir.” “Narsistik kişiliklerde, cinsel başarı fetih ihtiyacını tatmin eder, arzu nesnesinin değerini düşürme yönündeki bilinçdışı süreç işlemeye başlar ve sonuçta hem cinsel heyecan hem de kişisel ilgi hızla ortadan kalkar.”Kernberg'e göre, aşk hali benlik sınırlarının terk edilmesidir, hem de varoluşun biyolojik köklerine dek yayılmış olan öznelliğin ayrımına varıncaya kadar... Aşk İlişkileri, aşkı bulma, ondan korunma ve kaçmaya yardımcı olmayacak bir kitap. “Körlük anı” geçip ayaklar yere değdikten sonra ne olduğunu anlamaya çalışanlar için...