IŞİD, vahşeti, yıkıcılığı, askeri alanda ve kalabalıkları harekete geçirmekteki başarısıyla dünyayı sarstı. IŞİD’in yükselişini nasıl açıklayabiliriz? Ve bu Ortadoğu’nun geleceğinde neye işaret ediyor. Kitapta siyasal islam ve cihatçılık konularının en önemli otoriterinden birisi bu sorulara yeni bir ışık tutuyor, IŞİD’in doğuşunun ve büyümesinin özgün hikayesini sunuyor. Fawaz A. Gerges, gazeteciliğin ötesine geçerek IŞİD’i besleyen derinlerdeki şartların berrak, etkili çözümlemesini yapıyor.
Kitap, 2003’te Irak’ın Amerikan işgali ardından girdiği kaosta IŞİD’in nasıl meydana çıktığını, Suriye’deki savaşla ve Arap Baharı’nın bastırılmasıyla nasıl güçlendiğini ve IŞİD’in, El Kaide’nin elinden cihatçı hareketin liderliğini nasıl aldığını anlatıyor. Militan Sunni uyanışıyla IŞİD, halifeliği kurmak, “İslami Topraklar”daki Şiilerden ve diğer azınlıklardan kurtulmak amacıyla farklı bir yol izledi. El Kaidenin aksine IŞİD öncelikle “yakın düşman”a Şiilere, Irak ve Suriye rejimlerine, seküler, Ortadoğu’daki Batı yanlısı devletlere odaklandı. Ama sonra taktik geçişiyle Avrupa’da ve Ortadoğu dışındaki pek çok çarpıcı saldırının sorumluluğunu almaya başladı. “Uzak düşman”ı daha çok hedef almakla ilgilendiğini gösterdi. Sonucunda, kitap on yıllar boyu diktatörlüklerin, açlığın, yabancı müdahale ile körüklenmiş yükselen mezhepçiliğin IŞİD’in doğuşunun önünü nasıl açtığını gösteriyor. Ve yalnızca bu problemlere yönelerek IŞİD’in sona ermesinin sağlanabileceğini gösteriyor.
Alanının önde gelen otoritelerinden Gerges, uzmanlar ve genel okuyucu için günümüzün temel çatışmalarından birini aydılatan bir okuma sunuyor.