Birinci Dünya Harbi sonrası, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuyla sonuçlanacak çok önemli anayasal ve siyasal gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönem içerisinde yaşanan gelişmelerin merkezinde Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi bulunmaktadır. Birinci Meclis sadece Milli Mücadele’nin yürütüldüğü bir komuta merkezi olarak değil, siyasal rejimi temelinden değiştiren anayasal düzenlemeleri hayata geçiren bir yasama organı olarak da tarihi bir role sahiptir. Osmanlı Devleti’nin sona ererek Türkiye Devleti’nin kurulduğu bu dönem içerisinde Birinci Meclis, kuvvetler birliği sistemini benimsemiş ve kendisini tek meşru iktidar olarak tanıtmıştır. Mütareke döneminin kendine has koşulları içinde, Osmanlı anayasal tecrübesinden ve parlamento geçmişinden gelen birikim, meşruti monarşiden cumhuriyete geçişin alt yapısını oluşturmuştur. Cumhuriyet döneminin siyasal rejimini belirleyen temel ilkeler yine bu dönemde ortaya çıkmıştır.
Anayasal meselelerin müzakereleri esnasında Mecliste çok çeşitli fikirler dile getirilmiş, özgür bir tartışma ortamında en temel siyasal ve anayasal konular uzun tartışmalara konu olmuştur. Bu minvalde Mecliste yer alan Birinci ve İkinci Gruba mensup vekillerin siyasi görüş farklılıkları da söz konusu tartışmalarda açığa çıkmaktadır. Siyasal rejim değişikliğinin yeni bir devletin kuruluşuyla sonuçlanacak gelişiminde; temel anayasal ve siyasal ilkeler olarak milli hâkimiyet, kuvvetler birliği, meclis üstünlüğü ve halkçılık benimsenmiştir. Bu ilkeler hukuki düzenlemelerin çerçevesini çizmiştir. 1921 Anayasası’nda meclis hükümeti sistemi benimsenmekle beraber, uygulamada yasama ve yürütme arasında yetki mücadelesi yaşanmıştır. Meclisin yargı yetkisini kullandığı bir organ olarak İstiklal Mahkemeleri dönem içerisinde tartışmalara sebep olmuş, mahkemelerin görev ve yetkilerinin sınırlandırılması meclis gündemini işgal etmiştir.
Birinci Meclisin üç sene gibi kısa bir süre ile sınırlı mesaisinde gündemini meşgul eden meseleler burada yazdıklarımızla sınırlı değildir. İç ve dış politikaya dair pek çok mesele, askeri konular, anayasal düzene dair olmakla beraber çalışmamız dışında kalan mahalli idareler meselesi, devletin yönetimine dair bürokratik işlemler, vatandaşların şikayetleri, mali problemler Meclisin üzerinde çalıştığı diğer başlıklardır. Ancak Birinci Meclis döneminin önemi çalışmalarının nicel yoğunluğundan kaynaklanmamaktadır. Birinci Meclis dönemi, Osmanlı Devleti’nin son bulduğu, meşrutiyetten cumhuriyete geçişin şartlarının ve alt yapısının hazırlandığı, Cumhuriyet dönemi siyasal rejiminin ve siyasal kültürünün oluştuğu bir zaman dilimi olması bakımından büyük önemi haizdir. Anayasa hukuku açısından da başta hakimiyet anlayışı olmak üzere büyük değişimler bu dönemde vuku bulmuştur. Ülkemizde yürürlükte olan parlamenter hükümet sisteminin yürütmenin üstünlüğüne dayanan karakterinin, 1961 Anayasası döneminin yani 1961-1980 arasının bu genellemeye uymayan bir karaktere sahip olduğunu belirtmeliyiz, anlaşılmasında Birinci Meclis döneminde ortaya çıkan yasama ile yürütme arasındaki yetki mücadelesi büyük öneme sahiptir. Çalışmanın bu bakımdan ülkemizde halen devam eden hükümet sistemi tartışmalarına da katkı sağlayacağını ümit ediyorum.