Çocuk anneler mi yoksa çocuk gelinler mi dersiniz? Hiç fark etmez, hepsi aynı kapıya çıkar. O da hepsinin çocuk olduğu gerçeğidir. Çok net ve özetle olay şudur; çocukluklarını yaşayamayan kız çocukları, kendilerini birdenbire birisinin karısı, eşi veya kuması olarak bulurlar. Bir sonraki adım ise beklenildiği gibi çocuk doğurmalarıdır. Yani daha çocukken, kendilerini kucaklarında çocuklarıyla buluvermeleridir.
Dramatik olduğu kadar korkutucu da olan bu hikâyenin Türkiye'de, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine gidildiğinde, yaşanan bir problem olduğunu az çok hepimiz biliyoruz. Özellikle son 20 yılda, bu problemi daha çok telaffuz etmeye başladık. Ancak, bu yaşanan gerçeği değiştirmiyor. Kız çocukları hala küçük yaşta evlendiriliyor ve anne oluyorlar.
İşin can acıtıcı tarafı belki de bu yaşananların birçok yerde kabul görmesidir. Evet, birçok çocuk istismarı tipi yaşanıyor. Olay ortaya çıktığında, toplum tarafından bir tepki de oluşuyor. Ancak, her açıdan çocuk istismarının en uç noktalarından biri olan çocuk gelinler konusu gündeme geldiğinde, karşımıza “Ne yapalım aileler anlaşmış, çocuklar anlaşmış, bize yapacak bir şey kalmamış” diyen görevliler ve sorumlular çıkmaktadır.
Şimdi herkesin kenara çekildiği ama ortada sosyal hizmet uzmanları ve çocuk polisinin kaldığı, adil olmayan bir tablonun var olduğunun altını çizelim. Pratikte görevlerini yapmak için evlere giden bu meslek gruplarından; “Ben kocamla mutluyum, onu hapsetmeyin” gibi ifadeleri ağlayarak kullanan kız çocuklarının olduğu hikâyeleri dinlemek mümkündür.