Edebiyatın Savunusu
Gregory Jusdanis bu kitabında güzel bir soru soyuyor: Edebiyat neden önemlidir? Aslında bu, edebiyatın ya da genel anlamda sanatın kendini savunmak zorunda ilk kalışı değil. Sanatlar Platon ve Aristoteles’ten Kant’a, Schiller’e ve günümüzün coşkulu dijitalcilerine, pek çok defa saldırıya uğradı. Jusdanis bize bu tartışmaların geçmişten günümüze çeşitli tezahürlerini, zihin açıcı bağlantılar kurarak anlatıyor. Gerçek ile hayal arasına ayrım koyma yetisi, insanı insan yapan önemli niteliklerden biri. Önceden hiç düşünülmemiş bir şeyi hayal etmek, kendimizi bir başkasının yerine koyabilmek ve daha da önemlisi yeni bir dünya için mücadele edebilmek, işte bu ayrıma dayanır. Edebiyat da bize farklı ilişki biçimlerini ve siyaset yordamlarını hayal edebilme olanağı verir. Peki nasıl?
Bir sanat eseri karşısında, bir şarkı dinlerken, bir film izlerken, bir heykele bakarken, bir şiir okurken, icat edilmiş bir dünyaya girdiğimizi biliriz. Kendi başına değerli olan bu tecrübe, bir yandan da gerçek ve hayali olan arasına koyduğumuz ayrımları keskinleştirir. Jusdanis bunu “edebiyatın parabatik potansiyelini kullanarak sınırların bilenmesi” diye niteliyor ve analizinin merkezine Aristophanes komedyasından ödünç aldığı parabasis kavramını koyuyor.