"Ah!
Aruz Koca'nın böğürtüsü, onca kılıç şakırtısı, at kişnemesi, nal sesi ve yaralanan insanların bağırmalarını bastırmıştı...
Nasıl böğürmesin? Amansız Aman'ın kılıcı sol koltuk altına girmişti. Çift manda derisi yeleğinin koltuk altı boşluğunu nasıl da bulmuştu düşman?" sözleriyle başlayan öykü, "Gök yarılmış ve eşi benzeri görülmemiş bir yıldırım Tepegöz'ün anası, Cehennem Tanrısı Temmuzi'nin baş cadısının tepesine indi. O anda Tepegöz durdu, diğer cadı durdu, Basat ve asktan ailesi durdu. Durmayan yalnızca Berrak Su'ydu..." diye devam ediyor...
"Böylece, bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp fantastik bir yolculuk yapıyorsunuz; usta gazeteci Taner Dileklen'in son kitabında...
Masalın içinde kendinize hayali bir rol biçerek, çizgilerle de betimlenen kitapta iyiler ve kötüler arasındaki savaşların süregeldiğini hatırlıyor, gerçek hayattan bir süreliğine uzaklaşarak hem keyifli bir zaman geçiriyor hem de iyilerin kazanmasına şahitlik ediyorsunuz."