Postmodernist kuramcıların ve eleştirmenlerin, tarihçileri, kullandıkları kategorileri ve varsayımları yeniden düşünmeye ve mesleklerini uygulayışlarının haklılığını ispat etmeğe zorlamaları haklı ve yerindedir. Ancak postmodernizmin kendisi de bir teoridir, birçok yaklaşım arasında bir yaklaşımdır ve diğerleri kadar tartışmaya açıktır.
Tarihçilik 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren postmodernist eleştirinin hedefinde oldu. Geçmişin olaylarını, nesnel ve doğrulanabilir olarak anlatmanın imkânını sorgulayan ve tarih disiplinini kurgusal olmakla itham eden yazarlar ve ekoller, 1970’lerden itibaren yaygınlaşmış ve birçok profesyonel tarihçiyi de etkisi altına almıştı. İngiliz tarihçi Richard Evans’ın kitabı tarih disiplininin bir savunusu. Geçmiş kültürleri, yaşam biçimlerini, olgu ve olayları anlamamız ya da onlarla anlamlı bir irtibat kurmamız konusundaki şüphelerin yoğun olduğu bir çağda Evans, tarih yazmanın hem gerekli hem de mümkün olduğunu vurguluyor. Nüktedan üslubu, 20. yüzyıl tarihçiliğinin önde gelen tarih metinlerine referanslar veren yoğun ve dengeli bu Savunu hem içeriği hem de tarzıyla tarihyazımında bir modern klasik.