Suçun ve suçlunun sıradanlaştırılmasıyla meşruiyet kazanan metropol psikolojisi, işlenen suçları görmezden geldiği sürece şehrin ana dokusunda, her geçen dakika çapı biraz daha genişleyerek derinleşen, telafisi imkansız bir girdaba dönüşmekte. Üstelik sözünü ettiğimiz dönüşüm, müthiş bir hızda gerçekleşmekte. İşte suç şebekeleri tarafından ivme kazanarak devasa boyutlara ulaşan bu korkunç girdap, beladan uzak durmayı ilke edinmiş kimi masum insanları, gerek tehditlerle, gerekse şantajlarla diz çöktürerek, kötülüklerin içine sinsice çekiyor. Bu insanlarda bulaştıkları belayı bertaraf etme kabiliyeti gelişmediği için, suçu tanımasalar da bazı koşulların dayatması sonucunda kendilerini dehşetli bir karanlığın içinde bulabiliyorlar. İnsan, yaratılmış cümle varlık içerisinde en ele avuca sığmayanı, en baş edilmesi güç olanı… İlahi kaynaklı bütün ikazlar çağlar boyunca tarafımızdan neredeyse hiç dinlenmedi. Bu yüzden yeryüzü kana ve şiddete bulanmış durumda… Kabil’in ilk günahı Habil’i öldürmek değil miydi?
Bülent Polat; 1967 yıldın da Elazığ’da doğdu. Elazığ Atatürk Lisesinden mezun olduktan sonra Türkoloji ve Sosyoloji okudu. Evli ve ikiz çocuk babası olan yazarın iki kitaptan oluşan “Kırlangıç Fırtınası” ve “Suç Korkusu” romanları bulunmaktadır. Halen roman yazma çalışmaları yapan yazar; ayrıca internet üzerinde yayın yapan inceeleyen com’da köşe yazarıdır.