Toplumsal cinsiyet temelinde bir insan hakkı ve özgürlük ihlali olan kadına yönelik şiddet, kadınların toplumsal ve ekonomik yaşamda yer alma haklarından yoksun kalmalarına yol açan, neden olduğu ölümler, sakatlıklar ve kadın sağlığı üzerindeki birçok etkilerden dolayı da önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Bugün artık bildiğimiz bilemediğimiz yürekli insanların çabaları ile artık konuşabildiğimiz ve ortadan kalkması için mücadele etmemiz gereken bir sorun olarak gündemdeki yerini almıştır. Çözümlenmesi yönünde Türkiye’de atılan adımlar ise 1990’lı yıllardan itibaren başlamasına rağmen hala kadınlarımız aile içi şiddete maruz kalmaktadır. Kadına yönelik şiddet normal ve kabul edilebilir bir durum değildir ve hiçbir zamanda tolere edilmemelidir. Tüm dünya toplumları ve ülkemiz tarafından durdurulmalıdır. Aile içi şiddete gebe kadının da maruz kalmasıyla hem gebenin hem de doğacak bebeğin sağlığı açısından ve dolayısıyla toplum içinde çok ciddi sonuçları bulunmaktadır. Şiddetin hem engellenmesi hem de çıkmasını sağlamada çözümler geliştirilmesi yönünde büyük emekler sonucunda hazırladığım bu kitabın, okuyuculara dolayısıyla topluma yararlı olacağı düşüncesindeyim.