İstanbul 1907
Ağustos 1907’de İstanbul’a gelen İspanyol gezgin, bir yıla kalmadan değişim rüzgârlarına; ardından da savaş fırtınasına tutularak tarihe karışacak bir dünyaya adım attığını bilmiyordu.
Ancak ülkesinin önde gelen siyasetçilerinden de olan bu büyük edebiyatçı, çok az gezginin farkına vardığı bir gerçeği kendi kendine keşfetmişti:
Avrupa’da Türklerle ilgili anlatılanlar doğru değildi! Türkler ne acımasız birer zalim, ne Hıristiyan düşmanıydı! Avrupalıların Türk imgesi, klişeleşmiş bir kurgudan ibaretti.
Avrupa’nın iki ucunda, çöküşe giden iki imparatorluğun nasıl benzeştiğini gören Ibañez, belki de bu keşfi sayesinde, günümüzde bile çarpıcılığını koruyan tespitlerini kaleme almıştı…
Vicente Blasco Ibañez (1867-1928) İspanya’nın önemli liman kentlerinden Valencia’da doğdu. Çöküşe direnmeye çalışan bir zamanların görkemli İspanyol İmparatorluğu’nda bir yandan hukuk eğitimi alırken, bir yandan da edebiyat ve siyasetle ilgilenmeye başladı. Romanları ve cumhuriyetçi fikirleri savunduğu La Bandera Federal dergisi ile Valencia’da büyük bir etki yarattı. 1898’de milletvekili seçildi ve Blascoculuk denen siyasi akımla yöreye damgasını vurdu. Valencia onun ardından da meclise hep cumhuriyetçi milletvekilleri yolladı. 1907’de siyaseti bırakarak yazmak üzere uzun bir yolculuğa çıktı. Vichy’den İstanbul’a uzanan seyahatinin notlarını önce tefrika olarak yayımladı, daha sonra Oriente adıyla kitaplaştırdı. 1908’de Güney Amerika’ya gitti, Arjantin’de koloni kurma girişimleri hüsranla sonuçlanınca Avrupa’ya döndü. 1916’da ona dünya çapında ün getiren Mahşerin Dört Atlısı romanını yayımladı, kitap ABD’de sinemaya uyarlandı. 1928’de, düşlerini kurduğu II. İspanyol Cumhuriyeti’nin kurulmasından üç yıl önce öldü. Geride 35’i aşkın kitap bıraktı.