Bugün dünyada ortaya çıkmış olan devletlerin "bütünleşme" tablosu karşısında, Türkiye'mizin "bütün yumurtalarını bir sepete koyması" ve münhasıran Avrupa Birliği (AB) tercihine saplanıp kalması, ülkemizi özellikle ileriki seneler de giderilmesi imkansız kayıplara sürükleyecektir.
Özellikle son Nahcivan Anlaşması'nın (3 Ekim 2009) bizlere kazandırdığı imkanlar zemininde yedi Türk Devleti ile bir "Birlik" oluşturabiliriz.
Unutmayalım ki Azerbaycanımızın büyük lideri merhum Cumhurbaşkanı Hydar Aliyev'in doğru ve haklı sözü "Azerbaycan ve Türkiye iki devlet fakat tek millettir" dğer Türkçe konuşan devletlerimiz için de geçerlidir.
Bu gerçeği tam olarak idrak etmek ve gereklerini yerine getirmek görevimiz olmalıdır. Aksi halde geleceklerimizi başka birlik ve ülkelere bağlamak, çeşitli derecelerde de olsa zillete ve istismar edilmeye sevkedecek olan bir tercih olur.Yarınki nesillerimiz, böyle bir yanlış tercih yapılavcak olsa, bizleri, bugünkü nesli, haklı olarak suçlayacaktır.
Kendimize güvenerek gerçekçi bir tercih yapmamız, elimizdeki imkanlarımızı harekete geçirmemiz gerekiyor. AB' deki 50 senelik bir dönemin, cılızda olsa bize getirdiği haklarımızdan vazgeçmeden "Türk Birliği" hedefine doğru ilerlemeli ve bu Birliği'n inşaasına katkıda bulunmalıyız.Bu yolda "millet" ve "gelecek" şuurumuzu daima güçlendirmemiz gerekiyor. Tarih sadece geçmişi öğrenmek çin değil geleceği inşa etmek için okunmalıdır.