Moğol istilası ve Haçlı Seferleri ile yakılıp yıkılan Anadolunun manevî inşasında evliyâ tezkirelerinin önemi büyüktür. Türk edebiyatında 13. yüzyıldan itibaren görülmeye başlanan Tezkiretü'l-evliyâ adlı eserlerin büyük bir kısmı Feridüddin Attârın aynı adlı eserinin tercümesi mâhiyetindedirler. Feridüddin Attarın Tezkiretü'l-Evliyâsının dışında İran edebiyatı ürünleri olan Nefâhütül-Üns, Min Hazaratül-Kuds, Nesâyimül-Mahabbe Min Şemâyimül-Fütüvve, Reşahât-ı Aynül-Hayât, Ebul-Leys Semerkandînin Tezkiretü'l-Evliyâ adlı eserleri de Türkçeye tercüme edilmiştir. Bütün bunların yanında Sinan Paşanın telif kabul edilebilecek bir Tezkiretü'l- Evliyâsı vardır.
Bu eserlerin ortak özelliği bir tercümenin ötesinde genellikle telif-tercüme mahiyetinde olmalarıdır. Bu tarz eserlerde yazar tercümenin uygun yerlerine kendi toplum ya da milletinin kültüründen eklemeler de yapar, bu eklemelerle tercüme ve telif karışımı bir eser ortaya koyar. Bu eserlerde dinî mesaj kısa ve çarpıcı hikâyelerle etkili bir biçimde verilir.