Uzun yıllar boyunca, birçok insanla aynı hikâyenin içinde birlikte yaşadığımıza inanırken, bir gün bir de bakarız ki aslında o insanların sayısı kadar farklı hikayelerin içinde farklı rollerde yer alan bir karaktermişiz. Elbette kendi hikayemizin kahramanı, kiminin kötü adamı/kadını, kimininse ismi bile bilinmeyen ayrıntısı. Şimdi anlıyorum ki sadece yaşananlardan akılda kalanlar değil, bizzat yaşananlar bile aynı olamaz ortak hikayelerimizde. Aynı anda aynı olayı yorumlama çeşitliliğimiz, aynı rengi, aynı tadı, aynı kokuyu, aynı sesi ve aynı dokunuşu çok farklı duyumlar olarak bize özel bir hikâyeye dönüştürmekte. İşte o yüzden her insan bir hikâye ve bunlar da benim hikayem. Hikayesini yazmak ise, ölümlü olduğuna hayıflanmaktansa, sonsuz, karanlık ve sessiz bir evrendeki bir toz zerresi üzerinde mucizevi deneyimler tatmanın hazzına duyulan şükran olmalı."