.. Bir an içinde gardırobun kapağı açıldı. Odaya bir gölge, arkasından bir ikinci gölge daha atladı… Bunlar hiç söz söylemiyorlar, daha doğrusu, iş görmeyi söz söylemeye tercih ediyorlardı. Odanın içini kaplayan duman bulutunun yoğunluğundan yararlanarak birisi hizmetçi kadının diğeri de Nerime’nin üzerine atıldı… Nerime’nin artık söz söyleyecek hâli, mecali yoktu. Bütün sinirleri tambur teli gibi gerilmiş, dişleri birbirine kilitlenmişti… Hizmetçi kadına gelince, o çoktan baygın bir hâldeydi. Gölgelerden birisi Nerime’yi kolları arasına almıştı. Ötekiyse hizmetçi kadını bağlamaya çalışıyordu.
Kimliği bilinmeyen, “Alevcan” mahlasını kullanan gizemli yazardan, Bir Polis Hafiyesinin Harikulade Maceraları, Türk polisiye edebiyatının neredeyse yüz yıl önce yazılmış bir örneği olarak okuyucusuna tekrar kavuşuyor.