360 derecelik daire şeklinde bir bakış alanını kapsayan ve ufka kadar uzanan manzaranın sergilendiği silindirik gösteri mekânları olan panoramalar 18. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmış ve 19. yüzyılda yaygınlaşarak büyük ilgi görmüştür. 1850’li yıllarda Osmanlı’ya giren panoramik fotoğrafların ilgiyle karşılanmasının ardından, çok geçmeden panorama müzesi de gündeme gelmişti. 26 Ocak 1913’te kurulan Müdâfaa-i Milliye Cemiyeti 31 Mart 1915’te, Çanakkale Savaşları’nın muhtelif sahnelerini yansıtan bir panorama kurma teşebbüsünde bulunmuştu. Bu panoramada ayrıca Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren o zamana kadar geçen süre içerisinde muhtelif devirlerden önemli kesitler de yansıtılarak, Osmanlı idealinin halka gösterilmesi tasavvur olunmuştu. Bu panoramanın, o dönemde Paris ve Berlin gibi Avrupa’nın büyük şehirlerinde bulunan panoramalar gibi 30 metre çapında bir daireden ibaret olması tasarlanmaktaydı...